Obezitede Obezite Cerrahisi
Obezitede Obezite Cerrahisi
Vücut kitle indeksi 30 - 35 arasında olan yani 1. derece obezitesi olanlarda bile beklenen yaşam süresinde kısalma olduğuna göre belki de artık 1991 yılında Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü Konsensüs Konferansı kararlarını tekrar gözden geçirmeliyiz. Vücut kitle indeksi 35 ve üzerinde olanlar ve vücut kitle indeksi 30 üzerinde olup ciddi yandaş hastalıkları olanlar obezite cerrahisine uygun adaylar olduğu söylenebilir. Bu ciddi yandaş hastalıklar arasında uyku apne sendromu, ciddi akciğer hastalığı, obeziteye bağlı kalp hastalığı, yüksek tansiyon ve diyabet hastalıklarını sayabiliriz. Bu hastalıklar olmasa bile eklem problemleri ya da işe alınmayı engelleyecek vücut şekli problemleri de ameliyatla tedavi gerektiren sebepler arasında sayıldı.
Tabii ki günümüzde artan teknoloji ve laparoskopik cerrahi ameliyatlardaki komplikasyon oranlarını oldukça azalttı. 1991 yılındaki toplantıda ikinci ve üçüncü derecedeki obezitenin cerrahi olarak tedavi edilebileceğini karar verilirken o yıllardaki fayda zarar oranlarına bakılmıştı. Daha önce de bahsettiğimiz gibi günümüzdeki artan tıbbi teknoloji ve azalan komplikasyon oranları nedeniyle, fayda zarar oranlarının tekrar gözden geçirilmesi zorunluluğu doğmuştur.
Birinci derecedeki obezite kişinin yaşam beklentisini üç yıl kadar kısaltan için de ciddi şekilde tedavi edilmek gerekliliği göz ardı edilemez. Birinci derecedeki obezite diğer bazı sürekli ilaç tedavisi gerektiren hastalıkların oranlarını da arttırmakta ve kişinin yaşam kalitesini azaltarak sosyal olarak kısmen çevreden soyutlanmasına yol açabilmektedir.
Sonuç olarak günümüz şartlarında yaşam stili değişikliği diyet ve spor gibi yöntemlerle kalıcı olarak kilo kontrolü sağlanamayan birinci derecedeki obezite hastaları için de obezite cerrahisi bir seçenek olarak elimizde bulunmaktadır. Tabi ki obezite cerrahisinin uygun şartlarda ve deneyimli ekiplerce yapılmasının önemli bu noktada daha da artmaktadır.